ARTIK YETER!

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi ülkemizde de tüm hızıyla yayılmaya canlar almaya devam etmektedir. Türkiye'nin dört bir yanında eczacılar bu öldürücü salgın ile fedakârca en ön saflarda mücadele etmektedirler. Vefat eden her bir meslektaşımızı kaybetmenin derin acısını tüm ağırlığıyla hissetmekteyiz. Eczacıların ve eczane çalışanlarımızın büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu ortadadır. Bizlerin bir meslektaşımızı daha kaybedecek tahammülü kalmamıştır. Türkiye'de eczacılar ve eczane çalışanları gergin, mutsuz ve umutsuzdur.

Sürecin başından itibaren odalarımız eczacılarımızın yanında olmaya gayret ettiler. Eczanelerde sosyal mesafenin korunmasına ilişkin mekân düzenlemelerinin yapılması, uyarıcı afişlerin bastırılıp dağıtılması, eczanelerin dezenfeksiyon işlemlerinin sağlanması, bulaş riskini azaltmak için mesai ve nöbet saatlerinin düzenlenmesi, maske ve koruyucu gözlük dağıtımı, halka ulaştırmak üzere ekonomik maske ve dezenfektan temini gibi koruyucu faaliyetleri hızla yerine getirdiler. Devlet kurumları ile koordineli bir şekilde çalışılarak sürecin doğru işletilmesi sağlandı. Bir yandan halkı bilinçlendirici programlar, çalışmalar yaparken bir yandan da devlet kurumlarına eczane ve eczacıların tüm yaşadıklarını anlattık.

Tüm bu süreç devam ederken eczacılar çatı örgütümüz Türk Eczacıları Birliği'nden sadece iki şey istediler: ANLAŞILMAK ve ANLATILMAK... Yalnız olmadığını hissetmekti eczacının istediği. Ticaret Bakanlığı müfettişleri, zabıta, maliye denetmenleri eczanelere girip KARABORSACI muamelesi yaparlarken, kurullarda ECZACILARA CEZALAR YAZILIRKEN sahip çıkılsın isterlerdi. Kapatılmış, karantinaya alınmış ya da bir şekilde mağduriyet yaşamış eczacıların, hayatını kaybetmiş eczacı yakınlarının yanında olmasını isterlerdi. Çatı örgütümüz Türk Eczacıları Birliği'nin yaşanan bu süreçte eczacının sesi olmasını beklerlerdi. Beklenti bu iken Türk Eczacıları Birliği yönetimi odalara sadece para göndererek, ‘'Ne gerekiyorsa yapın, para gönderdik ya daha ne yapalım'?' diyerek kendi sorumluluğunu üzerinden atmıştır.

Baştan sona sürecin yönetilememesi ve eczacının sahipsiz bırakılması sebebiyle, görevlerini yerine getiremeyen ve attığı her adımda yanlışlar yapan Türk Eczacıları Birliği Başkanı Sayın Ecz. Erdoğan Çolak'ı İSTİFAYA DAVET EDİYORUZ. Zira eczacı adına aldığı kararlardan Merkez Heyeti Üyelerinin dahi bilgisi olmadığını yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz. Bu örgütün, bu yönetim anlayışını daha fazla taşıyabilme imkânı kalmamıştır. Kendisini ve camiamızı daha fazla sıkıntıya sokmamak adına İSTİFA etmesinin yerinde bir karar olacağını düşünmekteyiz. Aksi takdirde COVID-19 pandemisi sonrası günlerde üyelerimize olan sorumluluğumuz gereği kongre süreçlerinin başlatılması hususunda yükümlülüklerimizi yerine getireceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

ECZACI KAMUOYUNA SAYGILARIMIZLA BİLDİRİRİZ.

ANTALYA ECZACI ODASI YÖNETİM KURULU